
Borsa İstanbul, 2025 yılının Mayıs ayının son haftasına girerken, küresel ve yerel gelişmelerin etkisiyle dalgalı bir seyir izlemeye devam ediyor. Yüksek enflasyon, sıkı para politikası, jeopolitik riskler ve küresel piyasalardaki belirsizlikler, BIST 100 endeksinin yönünü belirleyen ana faktörler arasında yer alıyor. Bu haftalık yorumda, BIST 100’ün son bir haftadaki performansı, teknik ve temel analizler, öne çıkan sektör ve hisseler ile önümüzdeki döneme dair beklentiler detaylı şekilde ele alınacaktır.
Haftalık Performans ve Genel Görünüm
BIST 100 endeksi, son haftada dalgalı bir seyir izledi. 20 Mayıs Salı günü endeks, yüzde 1,60’lık değer kaybıyla 9.514 puana geriledi. Haftanın devamında ise toparlanma çabaları öne çıktı ve 22 Mayıs Perşembe günü yüzde 0,85’lik yükselişle 9.478,87 puandan kapanış gerçekleşti. Haftanın son işlem gününde endeks 9.483,60 seviyesinde işlem gördü. Son bir haftada endeksin en yüksek seviyesi 9.683,25, en düşük seviyesi ise 9.353,85 olarak kaydedildi. Aylık bazda ise BIST 100, yüzde 5’in üzerinde getiri sağladı ve 9.771,71 ile son 30 günün en yüksek seviyesini test etti.
Bu dalgalı seyirde, küresel piyasalardaki risk iştahı, ABD ve Çin arasındaki geçici ticaret ateşkesi, ABD’de açıklanan ekonomik veriler ve yurt içinde siyasi ve ekonomik belirsizlikler etkili oldu. Özellikle ABD’nin kredi notunun düşürülmesi ve jeopolitik gelişmeler, haftanın ilk yarısında satış baskısının artmasına yol açarken, haftanın ikinci yarısında gelen alımlarla endeks toparlanma eğilimine girdi.
Teknik Analiz: Kritik Seviyeler ve İndikatörler
BIST 100 endeksinde, 9.200 – 9.250 bölgesi kısa vadede önemli bir destek olarak öne çıkıyor. Bu seviyenin üzerinde kalındığı sürece toparlanma çabalarının devam etmesi bekleniyor. Kısa vadede 9.440 ve 9.500 seviyeleri ilk direnç noktaları olarak izleniyor. Özellikle 9.500 seviyesinin üzerinde kalıcı kapanışlar, endekste yeni bir yükseliş ivmesi başlatabilir. 100 ve 200 günlük üssel ortalamalar olan 9.601 ve 9.642 seviyeleri ise güçlü direnç noktaları olarak öne çıkıyor. Bu ortalamaların aşılması halinde 9.830 – 9.900 ve psikolojik olarak önemli 10.000 puan seviyeleri gündeme gelebilir.
Teknik göstergelerde ise RSI (14) 48-51 aralığında nötr sinyal verirken, MACD ve ADX gibi trend göstergeleri kısa vadede satış baskısının zayıfladığını ancak henüz güçlü bir alım sinyali oluşmadığını gösteriyor. Hareketli ortalamalarda ise kısa vadeli ortalamalar “al” sinyali üretirken, 50 ve 100 günlük ortalamalar “sat” sinyali üretiyor. Bu da endekste kararsız bir görünümün hâkim olduğunu gösteriyor.
Destek seviyeleri olarak 9.330 – 9.300 ve devamında 9.250 – 9.200 bölgesi öne çıkıyor. Bu seviyelerin altına inilmesi halinde, 9.100 – 9.050 ve 9.000 puan aralığı yeni destek olarak izlenmeli. 9.000’in altına inilmesi durumunda satış baskısının artabileceği ve 8.950 – 8.780 seviyelerine kadar geri çekilme yaşanabileceği belirtiliyor.
Temel Gelişmeler: Makroekonomik ve Politik Etkiler
Mayıs ayı boyunca Borsa İstanbul’da dalgalı bir seyir izlendi. Küresel ekonomik belirsizlikler, ABD ve Çin arasındaki ticaret müzakereleri, jeopolitik riskler ve yurt içindeki siyasi gelişmeler endeks üzerinde etkili oldu. Özellikle yüksek enflasyon ve sıkı para politikası, şirketlerin finansman maliyetlerini artırırken, yatırımcıların risk iştahını da sınırladı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) sıkı para politikası ve politika faizinin yüksek seviyede tutulması, TL’nin reel olarak değer kazanmasına yol açtı. Bu durum, TL yoğunluklu sektörlerin (bankacılık, telekom, gıda perakendeciliği) 2025 yılında da öne çıkmasını sağladı. Buna karşılık, ihracatçı ve dövize bağımlı sektörlerde ise kâr marjlarında baskı oluştu.
Enflasyonun yıl sonuna doğru yüzde 28,5’e gerilemesi, büyümenin ise yüzde 2,5 civarında kalması bekleniyor. Sıkı para politikasının yılın ikinci yarısında kademeli olarak gevşetilmesi ve politika faizinin yüzde 32,5’e düşürülmesi öngörülüyor. Bu gelişmeler, hisse senedi piyasasında yılın ikinci yarısında daha pozitif bir tablo oluşmasına zemin hazırlayabilir.
Sektörel Performans ve Öne Çıkan Hisseler
Hafta boyunca BIST 100 endeksinde en çok işlem gören hisseler arasında Türk Hava Yolları (THYAO), Yapı Kredi Bankası (YKBNK), Akbank (AKBNK), İş Bankası (ISCTR) ve Koç Holding (KCHOL) yer aldı. THYAO haftayı yüzde 1,61 yükselişle 284,25 TL’den, YKBNK yüzde 0,83 artışla 26,82 TL’den, AKBNK ise yüzde 2,19 yükselişle 53,65 TL’den tamamladı. Koç Holding ise yüzde 0,4’lük düşüşle haftayı kapattı.
Bankacılık sektörü, yüksek faiz ortamına rağmen güçlü sermaye yeterliliği ve artan kârlılığı ile endeksin lokomotifi olmaya devam etti. BIST Banka Endeksi (XBANK) haftayı yüzde 1,42 yükselişle 12.687,55 puandan kapattı. Finansal kiralama ve faktoring endeksi (XFINK) ise yılbaşından bu yana yüzde 146’lık dikkat çekici bir artış gösterdi.
Bilişim, elektrik ve gıda sektörlerinde de haftalık bazda sınırlı pozitif ayrışmalar gözlendi. Bilişim endeksi yüzde 0,95, elektrik endeksi yüzde 0,56, gıda endeksi ise yüzde 0,4 artış kaydetti.
Yabancı Yatırımcı ve Hacim Analizi
Borsa İstanbul’da yılın ilk yarısında yabancı yatırımcı ilgisinin sınırlı kalmaya devam ettiği görülüyor. Yüksek faiz ortamı ve alternatif getiri arayışları, yerli yatırımcıların ağırlığını artırdı. Ancak, yılın ikinci yarısında enflasyonun gerilemesi ve faiz indirimi beklentileriyle birlikte yabancı yatırımcıların yeniden hisse senedi piyasasına ilgi gösterebileceği öngörülüyor.
Hafta boyunca işlem hacmi en yüksek hisseler, genellikle bankacılık ve ulaştırma sektörlerinden geldi. Özellikle THYAO, YKBNK ve AKBNK hisselerinde yüksek hacim dikkat çekti. Bu durum, yatırımcıların kısa vadeli dalgalanmalardan ziyade, güçlü bilanço ve büyüme potansiyeline sahip şirketlere yöneldiğini gösteriyor.
Riskler ve Fırsatlar
BIST 100 endeksinde kısa vadede en büyük riskler arasında, küresel piyasalarda artan belirsizlikler, jeopolitik gelişmeler ve yurt içinde enflasyonun hedefin üzerinde kalmaya devam etmesi yer alıyor. Ayrıca, yüksek politika faizi ve finansman maliyetleri, şirketlerin kârlılığını baskılamaya devam ediyor.
Bununla birlikte, yılın ikinci yarısında beklenen faiz indirimi ve dezenflasyon süreci, hisse senedi piyasasında yeni bir yükseliş dalgası başlatabilir. Özellikle TL bazında güçlü bilanço yapısına sahip, borçluluğu düşük ve ihracat potansiyeli yüksek şirketler, yatırımcılar için fırsat sunmaya devam edecek.
Önümüzdeki Haftaya ve Yıla Dair Beklentiler
BIST 100 endeksinin 2025 yılı için hedefi, önde gelen aracı kurumlar ve araştırma kuruluşları tarafından 14.067 puan olarak belirlenmiş durumda. Bu da mevcut seviyelere göre yaklaşık yüzde 43’lük bir artış potansiyeline işaret ediyor. Ancak, bu hedefin gerçekleşebilmesi için enflasyonun kalıcı olarak düşmesi, faiz indirimi sürecinin başlaması ve jeopolitik risklerin azalması gerekiyor.
Önümüzdeki hafta, yurt içinde TCMB’nin enflasyon raporu, tüketici güven endeksi ve reel kesim güven endeksi gibi önemli veriler takip edilecek. Ayrıca, küresel piyasalarda ABD ve Avrupa’da açıklanacak makroekonomik veriler ve jeopolitik gelişmeler de BIST 100’ün yönü üzerinde belirleyici olacak.
Sonuç ve Yatırımcıya Öneriler
Borsa İstanbul, Mayıs 2025’in son haftasında dalgalı ve temkinli bir seyir izledi. Kısa vadede 9.200 – 9.250 destek bölgesi üzerinde kalındığı sürece toparlanma çabalarının devamı beklenebilir. 9.500 ve üzeri kapanışlar ise yükselişin ivme kazanmasını sağlayabilir. Yılın ikinci yarısında faiz indirimi ve enflasyonun gerilemesiyle birlikte, hisse senedi piyasasında pozitif bir tablo oluşabilir.
Yatırımcıların, portföylerinde sektör ve şirket çeşitliliğine önem vermesi, güçlü bilanço yapısına sahip, borçluluğu düşük ve ihracat potansiyeli yüksek şirketleri tercih etmesi önerilir. Kısa vadeli dalgalanmalara karşı ise stop-loss seviyeleri belirlenmeli ve risk yönetimi ön planda tutulmalıdır.
BIST 100’ün mevcut dalgalı görünümüne rağmen, uzun vadede Türkiye ekonomisindeki yapısal reformlar, makroekonomik istikrar ve küresel piyasalarda risk iştahının artması halinde, borsada yeni zirvelerin test edilmesi mümkün görünüyor. Yatırımcıların, ekonomik ve siyasi gelişmeleri yakından takip ederek, bilinçli ve disiplinli bir yatırım stratejisiyle hareket etmeleri, önümüzdeki dönemde başarı şansını artıracaktır.